Ağustos 30, 2008

ortası

bugün boğulan adam heryere mikrop saçıyor




aksine denizde kolibasil oranı düşük
su seviyesi alçalmakta
bilinmeyen dayanılmaz o koku ise yine nüksetti
deniz üstü siyah kargalar sudan çıkmıyor

deniz ortasında yarın deprem bekleniyor

ortası*

kahvenin dayanılmaz kokusu manzarayı açtı
yine mi maviyiz dümbükler
yine mi yeşil

bu zaman adil

boş verdiğim eskisi gibi kalan yerler
birşeyler oluyor bu taraflarda
domates biber iskelelere ekilmiş
mangallar deniz üstü yanıyor
gemiler camlardan duman tüttürüyor
balıklar kuşlara sarkıyor
kuşlar yüz vermiyor
domatese dadanmışlar ya bugün
keyifleri yosunları rahatsız ediyor
deniz üstü bir beyaz perde
açıyor karaya ışığını
güneş denizden uyanıyor
esnemesi dalgayı başlatıyor
alabora trenler
trenler alabora
bir gün sen uyanınca gelecek zamana yüzünü boğacaksın

delir-ir-di


benim sevgilim karşıda.
yaşamadan anlamaz
anlamadan asfalttan kaçmaz
gülümseyişi trafik polisini delirtir
adamın aklı hangi ceptedir
beyaz cizgiler cezbettirir
sıra sıra sarı ışıklar sonunu getirir
kamyoncu polise yol verir
arkada tepişler
bir tek atlettin kokusu adamı kendine getirir
karışır ortalık
hepsi insan arar çarpmaya
insan*
bir araba bir yayaya çarptı.
araba tek başına yayayı algılardı

kırmızı

ya ya ya
şaşaşa sevgilimi aldattım kamyoncuyla

sarı

kaldırımda bank arıyor çığlığa meyilli

yeşil

polise sevgiler

ilham terk

cehenneme tefrika*


''sesi,sanki çok ötelerden gelirmiş gibi
ezik, suskun odaları dolaştı durdu.
masada açık duran bir kitabı gösterdi
sonra ölünün, son kez elini sürdüğü ve kaldığı.
'burada işte oturmuş şu kitabı okuyordu,
elinden kitabın düştüğünü gördük sonra.
hepsi bu.'böyle dedi,yüzüne kapayıp ellerini
alınmış gibi bir bulutun yer değiştirmesinden
''


'sevdiğim şairlerin hepsi ölü'
yakınına düşmedi bile ama yıldızları sen kaydırdın
-öldürdün de öldün
-öldüler
-hayattasın

kalıntıların sırrı
"benim doğduğum yerlerde her akşam deniz hatırlanır.."


28/08/2008

Ağustos 25, 2008

ı

yönelebildiği her tat bi ayrı tıkırtı
bin aynı tıkırtı her yönünde
sağa kaçan gülümseyişi tıkırtının en büyük kahkası
sola kaçan gülümseyişi tıkırtının binbir cakası
göz yok
kulağı tek işe yarar sahası
ağzını kırdığımın ayakkabısı
duyamadığım yerlerimdeki sancı

topuğunun ucundaki diş ağrısıyla öldü

Ağustos 02, 2008

koku tadından

-tüm koku-

araya davul girdi, ney girdi, santur girdi.
hepsi tek tek yerini belledi
ama eksikti.


yürüyorum.
durmuyorum.
çünkü istemiyorum.
yürüyorum
geçiyorum
cızırtılı bir ses duyuyorum
duruyorum
çünkü istiyorum.
kokuyu arar gibi arıyorum
ellerim uyuşuyor ellerimi ovuşturuyorum
yürüyorum
utanıyorum.
çünkü istiyorum.
ses...

duruyorum

şimdi daha hızlı

ritmlerinin eseri;artık adımlarım daha hızlı

koşuyorum yaklaşıyor koştukça yaklaşıyor yavaşlatan bir çok bahanende varsa..daha hızlı.

duyuyorum
buluyorum
duruyorum
dinliyorum
koku çok büyük bir uğraş
arkamı dönüyorum
çırılçıplak duruyorum.



-hızına yetişemediğim caddeler sokak ucuna koyulmuş eskiler,montunu giyemediğin mevsimin sen uykunda alüfte uykunda aysel!

biryerden çıkıp gelicek gibi kokuyorsun insafa gelip ateşini gecenin en mahrem yerinde neden susturuyorsun,

*-görmüyormusun tutkunun geceliğini kirlettiğini)-




şimdi ç.alıyor