adımları hangi yordama sokup
hangi baştacının hangi kulaklara değebilcegini
geçmişin hangi taçlarla kahraman olabileceğini
bugün karıştırdık
taçları saçla ördük kaçtık
papatyanın huzuruna kavuşma hayali
ne kadarda çabuk susarmış sustuk
kimsenin olmadığı yerlerde nöbetçi kaldık bir başımıza
çocukluğumuz boyu baktığımız her duvarla
gözüm seğriyor sürekli yüzüm seğriyor
bir gün bugünlerde eskiyecekmiş
duyda inanma diyecekmiş birileri inandık
gözü kulağıda kessek çimene döktük yandık
açtık hortumu ellerimizle dokunduk düne
izlerin bıyıkları kestiği sakala sardığı bir anda
bugüne biz yıkandık
hiç yineleyemediklerimizle hep yinelediklerimiz arasında
bugün son diyemeyecek kadar tanıdık
bir tek halılarla bayrama hazırdık
(hep bir sabah özlüyorum hep bir sabah)
yakının mıydı diye düşülen gaflet anlarına cevap su götürmez
gerçek; ' ölümlü yaşamaya övgü 'diyecek kadar gururluysa
Eylül 26, 2008
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder